Namaz Vakitleri
Bize Ulaşın
Hakkımızda

camiler

Bayezid Camii - Tarihi Camiler

Bayezid Camii

Bayezid Camii (Beyazıt Camii ve Beyazıd Camii olarak da bilinir) İstanbul'un Beyazıt semtinde Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmış bir cami. Osmanlı klasik dönem mimarisinin erken dönem eserleri arasında bir yapıdır. Semte dağınık bir şekilde inşa edilmiş olan külliyenin ana elemanı durumundaki parçasıdır. Mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmez, Mimar Hayrettin, Mimar Kemaleddin veya Yakupşah bin Sultanşah tarafından yapıldığına dair görüşler vardır. İstanbul’da orijinalliğini koruyan en eski selatin camii olarak kabul edilir. II. Bayezid’in mezarı, caminin haziresinde bulunur.

Bizans devrinde Theodosius Forumu olarak adlandırılan ve şehrin en büyük meydanı olan meydanda Sultan Bayezid Veli tarafından yaptırıldı. İstanbul’un fethinden sonra şehre kurulan ikinci büyük selatin camii idi. Şehirdeki ilk selatin camii olan Fatih Camii orijinalliğini kaybettiğinden İstanbul’da orijinalliğini koruyan en eski selatin camii olarak kabul edilir. Cümle kapısında Şeyh Hamdullah'ın yazdığı kitabeye göre 1501-1506 yılları arasında beş yılda tamamlanmıştır. Evliya Çelebi’nin aktardığında göre caminin açılış günü ilk namazı padişahın kendisi kıldırmıştı.

Dört ayak üstüne oturulmuş 16,78m çapında bir ana kubbesi kuzey ve güneyde iki yarım kubbe ile desteklenir. Ana kubbesinde yirmi, yarım kubbelerde yedişer pencere bulunur.Caminin 24 kubbeli revaklarla çevrilmiş kare biçiminde bir son cemaat avlusu bulunmaktadır. Avlu zemini mermer döşelidir ve ortasında şadırvan bulunur. Aslında üstü açık olan şadırvan, IV. Murat zamanında etrafına dikilen sekiz sütun üzerine oturtulmuş bir kubbe ile örtülmüştür. Avlu döşemesi ve şadırvanın sütunları Bizans'tan kalma malzemenin yeniden işlenmesiyle elde edilmiştir. Avlu mermerleri arasında geniş kırmızı porfir taşı levhalar vardır.

Birer şerefeli iki taş minaresi olan caminin minareleri camiye değil, caminin iki yanındaki tabhanelere bitişiktir, bu nedenle arada 79m mesafe vardır. Renkli taşlar ve kufi yazılarla bezeli minarelerden sağ tarafta olanı özgün süslemelerini büyük ölçüde korur ancak diğeri birkaç kez onarım geçirmiş ve bezemelerini yitirerek daha sade kalmıştır. Bu nedenle sağdaki minare, “Selçukludan Osmanlı'ya geçişin İstanbul'daki tek örneği” olarak kabul edilir.

Kaynak: Wikipedia

© NVAPPS 2024

© NVAPPS 2024

Android UygulamasıiOS Uygulaması